Bilinçaltının Önemi Nedir?
Bilinçaltının Önemi Nedir?
Bilinçaltının ne olduğu ve tanımlarıyla artık sizi örneklere boğmaya gerek duymuyorum. Çünkü artık “Bilinçaltı Nedir” gibi bir sorunun cevabını hemen hemen herkes ucundan kıyısından biliyor. Daha önemli soru aslında şu olmalı:
Bilinçaltının Önemi Nedir?
Bilinçaltının önemi, aslında oldukça büyük. Neden? Çünkü hayatımızın en önemli ipuçları orada gizli. Anlamını şu an hayatımızda çözemediğimiz birçok şey orada gizli. Bilinçaltına “bilinçdışı” da diyebiliriz. Yani bilincimizin dışında olan ancak bilincimizi etkileyen büyük bir alan. Bu konu o kadar geniş ki bir yazıda elbette bunların hepsini anlatmak mümkün değil. Ama genel hatlarıyla birkaç örnekle bazı şeyler söyleyebiliriz.

Peki Nedir Önemi?
Çünkü hayatımızı etkiliyor, hatta yönetiyor bile diyebiliriz. Farkında olmadığımız bu alnın en önemli tarafı “farkında olmamamız” zaten. Peki farkında olmadan bizi nasıl yönetebilir diye soracak olursak, orası da işin püf noktası.
Bilinçaltı; kalıplardan, alışkanlıklardan, inanç ve kararlardan oluşan bir bölüm. Şu an verdiğimiz kararları sorgulasak, acaba o anın kriterlerine göre mi aldık. Yaptığımız-yapmadığımız şeyleri konjonkturel olarak mı değerlendirdik. Ya da, hayatımızda en çok önem atfettiğimiz şeyler aslında mantığımızla ve şu anın şartlarında incelediğimizde gerçekten de o kadar önemli mi?

Biraz Daha Açalım:
Örneğin herkesin ortak sorunu olan para. Parayla ilişkiniz nasıl? Düşünün. Diyeceksiniz ki, “para bir araç. Amaç değil. Satın alma gücü.” Belki daha da düşünseniz, “para önemli değil, paraya çok önem vermemek iyi bir şey, para insanı bozar vb. vb. birçok şey çıkabilir içinizden.
Ancak bunları bir düşünün. Bunların gerçekten sizin fikriniz olup olmadığını, davranışlarınızın buna uygun olup olmadığını sorgulayın. Bir çatışma var mı? Böyle düşünüyorsunuz ama aslında öyle mi düşünüyorsunuz?
Bir taraftan da daha çok para ve daha çok konfor ve garantili bir yaşam için neler yapıyorsunuz? Parayla ilgili düşünce ve inançları incelediğinizde çoğu size ait bile değildir. Çoğu belki kültürel olarak öğrendiğiniz şeylerdir. Birileri öyle söylemiş ve inanmışsınızdır.

Birileri öyle söylediğiniz ve düşündüğünüz için sizi onaylayıp takdir etmiştir. Onu söyleyince güvende hissedersiniz hepsi bu.
Ama bilinçli tarafınız ne der? “Daha çok para kazanmam lazım, ev-araba-arsa almam lazım. Para alıp altına-dolara yatırmam lazım. Peki az önceki düşüncelerinize ne oldu? Hani para önemli değildi? Hani çok paranın olması iyi bir şey değildi. Para insanı bozardı? E neden daha fazla para için çabalıyorsunuz peki?
Bunu anlamak çok kolay aslında: İçinde büyüdüğünüz aile ve ebeveynlerinizin maddi durumuna, parayla ilgili sözlerine, yine içinde yetiştiğiniz kültürel kalıplarındaki paranın yeri ve önemine, parayla olan ilk münasebetlerinize ve yaşadığınız hikayelere baktığınızda şifreler dökülmeye başlar.

Maddi durumu kıt kanaat bir ailede yetiştiyseniz büyük ihtimalle hem paraya önem vermediğini söyleyen, hem de daha çok para kazanmanın çok önemli olduğunu düşünüp çabalayan birisinizdir. Genelde öyledir: “Para zor kazanılır, hayat zor” diye bir taraftan çabalayan kişiler, içlerinde aynı zamanda parayı değersizleştiren söz ve inançlara sahiptir.
Bunlar elbette ki örnek. Bilinçaltı tamamen kişinin hikayesine bağlıdır. Sadece sık karşılaştığımız genel geçer sonuçlar bunlar. Ayrıca para ve ilişkiler konusu o kadar çok örnekle dolu ki. Bu yazıya ve kitaplara sığmayacak kadar geniş.

Başka bir örnekten gidelim. O da ilişkiler olsun. Eş ve ilişki seçimlerini, ilişkinizdeki yaşadıklarınızı neye göre seçip neye göre bunları yaşıyorsunuz hiç düşündünüz mü? Özellikle ilişkiler konusunda bilinçaltı hiç şaşmaz. Tam bir avcıdır. Ve kendine göre bir avı bulursa asla kaçırmaz. Nasıl kaçırmaz? Biz buna elektrik aldım, aşık oldum diyoruz halk arasında 🙂
Bilinçaltınızdaki ilişki kodlarınıza göre karşınıza çıkan kişiyi bilinçaltı anında tanır ve onunla adeta rezonansa girer. Çünkü tam olarak aradığı özellikleri barındıran kişidir o. O kişi eğer aldatma potansiyeline sahip biriyse ve siz, aldatılma ile ilgili mağdur ya da ailenizde bir aldatılma hikayeniz varsa işte bu tam bilinçaltının aradığı kişidir. “Erkekler-Kadınlar Aldatır” diye küçüklüğünüzden beri bir inanç varsa bilinçaltınızda işte aradığınızı kanıtlayacak kişi karşınızda 🙂

Neye inanıyorsanız, onu kanıtlamak için çalışır bilinçaltı. Eğer, karşınızdaki kişi, sert, bencil, sömürücü ise ve siz de hikayenizde sömürülen, bencil bir çevre veya ailede yetiştiyseniz veya ebeveynlerinizin biri bu şekilde-siz de onu modellediyseniz, işte aradığınız kişi yine tam karşınızda 🙂
Bir taraftan bu kişilere çok kızıyor hatta nefret ediyor bile olabilirsiniz. Zaten sorun da o. Böyle yaparak çok fazla duygu ve düşünce biriktirdiniz ve bilinçaltınızda bunu bir istek olarak kodladı. Yani en çok odaklandığınız şeyler ne ise, olumlu-olumsuz önemli değil bunlar bilinçaltı için.

Onlar sizin bilincinize ve şu anınıza göre olumlu-olumsuz. Ama bilinçaltında; yargı, mantık aranmaz. Püf noktası burası. Tekrar edilen duygu ve düşünceler artık bilinçaltınızda bir inanç ve karardır. Eleştirdiğiniz şey haline gelirsiniz. İçinizde en çok kime kızıyor ve eleştiriyorsunuz özellikle anne-babanızdan. Peki, o kişinin özelliklerini ne kadar taşıyorsunuz bir de ona bakın bakalım. Birçok şey sizde de vardır. Kıza kıza, şikayet ede ede o enerjiye girersiniz.
Yazı uzun oldu ama, dediğim gibi bu çok geniş ve çok uzun bir konu. Başka bir örnekle daha konuyu toparlamaya çalışalım.
İlişkinizde sürekli terk edilme korkusu yaşıyorsunuz diyelim. Emin olun bu korkunun başrol oyuncusu eşiniz-sevgiliniz değil. Hatta mantık olarak bu size saçma ve aptalca bile gelebilir. Ama bilinçaltında mantık yok işte. Peki bu durum neden olabilir acaba? Bir düşünün: Küçükken ebeveynlerinizden biri hastalandı veya onlardan birini kaybettiniz mi? Ayrıldılar mı? Baba veya anne, eve geç gelen veya sürekli şehir dışına çıkan vb. bir durumda mı büyüdünüz? Anneniz size hamileyken, çok sevdiği birini özellikle anne-baba kaybetti mi? Evde şiddet var mıydı anneye?

Çocukken, bunlardan birini veya buna benzer durumlar yaşadıysanız, içine kapanık, sosyal fobisi olan biriyseniz, özgüveniniz düşükse, ileride eşinizi-sevgilinizi kaybetmek korkmanız yani terk edilmekten korkmanıza çevrilecektir bu, çok normal. Peki ne olur terk edilirseniz? Yalnız kalırsınız. Yalnız kalmaktan kim korkar? Çocuk.
Daha fazlasını yazmaya gerek duymuyorum. Siz bunlardan bir sonuç çıkarmışsınızdır. İşte bilinçaltı bu kadar önemlidir. Aslında bunlar sadece temel ve genel konular. Daha o kadar çok ki şu an yaşanan sorunların kökenindeki gariplikler. Bunlara ilerleyen zamanlarda değiniriz.

Bilinçaltıyla savaşılmaz, bilinçalt bastırılamaz, bilinçaltından korkulmaz. Oraya bir ışık tutup orası aydınlanırsa birçok sorun otomatikman çözülmeye başlayacaktır. Tabi biraz çaba ve gayretle değişim ve özgürlük mümkündür.
Ayrıca, bilinçaltına çok determinist bir bakış açısıyla da yaklaşmamak gerekir. Evet önemlidir. Evet eski kalıplarımız. Evet hayatımızı o yönetiyor neredeyse. Evet kararlarımızı alırken o etkili. Ama her şey değil. Şu an bilinçli seçimler yapabilir, doğru kararları alabiliriz.

Her şeyi bilinçaltına bağlamanın da doğru olmadığını düşünüyorum. Bilinçaltını bir mucize gibi göstermek, her şeyi ama her şeyi oraya bağlamak da çok yanlış.
Sadece bilinçaltınızdaki önemli duygu ve düşüncelerinizi, sizi şu an rahatsız eden sorunlarınızı değiştirecek ölçüde bulun yeter. Her şeyi değiştiremeyiz ve zaten sizi siz yapan birçok olumlu özellik de olmalı. Ayrıca, bu kendi başınıza yapabilseniz de çok zor ve karmaşık bir o kadar da çaba isteyen bir süreç. Bu nedenle bir yardım almanızı tavsiye ederim.
Mehmet Çakmak
İnstagram Sayfamız → Tıklayın
Diğer Sayfalarımızı İnceleyin:
İlişkiyle İlgili Yazılar – Bilinçaltı Temizliği Nedir? – Bilinçaltı Temizliği Nasıl Yapılıyor? – Subliminal Telkin Nedir? – Biz Kimiz?
Aile Danışmanlığı ve Çift Terapisi – Cinsel Danışmanlık – Sık Sorulan Sorular